Roger Waters ( Pink Floyd ) The Wall turnesi kapsamında
İstanbul’a gelecek dendiğinden beri ne yapmalı ne etmeli o konsere gitmeliyim
telaşında geçen haftalar sonucunda tabiki de “oradaydım”.
Belki çok sevdiğimden bu kadar abartıyor olabilirim ama
görüp görebileceğim en güzel stadyum konserlerinden birisiydi .
Çok isteyip te bu konsere gidemediysen çok şey kaçırmışsın
demektir .
Bundan sonra 4 Ağustos benim için her sene kutlanır ..
Bir ara sokakta öldüm…dün Öylece yani. Birdenbire Boşluğa düşer gibi, sarı bir sessizliğin içinde Granit duvarlı binanın anlamsızlığına, Şehrin boşu boşunalığına içerlerken Bırakmışım son nefesimi kaldırıma Bitmiş, Öylesine yani. Birdenbire
Yan binadaki otel odasından izliyordu oğlan Yüz ifadesini göremesem de Anlamış mıydı acaba öylece oturmadığımı?
O sokakta bitti her şey Öğleden sonralarını bir bardak sütle geçiştiren Apartman sakinlerini düşlerken Sıkıntıdan Ölmüşüm…dün
Arka odada ütü yapıp Buharını burnuna çeken kadını, Mutfağında her öğün için soğan doğrayıp Gözyaşını kabuklara saklayan Madam Mari’yi Kocasıyla artık sevişemediği için Kapı komşusu gar sabunu satan adamı düşleyen Servi’yi Düşündükçe Ölüvermişim…dün
Böylece bitmiş yani, Birdenbire
Sıkılmışım derinden zahir. Tutunca da nefesimi Portakal kabuklarıyla çay demini döktükleri çöpe İki kedi de bulanınca Kaldıramamış nefsim demlenmiş portakal kedilerini Balkabağı mevsimi bile değilken Dönüşüvermiş her şey baldan kabağa Ve saat henüz 12’yi vuramamışken Kalkmış otobüsler durmamaya Mecal mi bulamamışım, yere döktükleri bala mı basmışım Hatırlamam ama Öylece kalakalmışım-kalkamamışım.
Şehrin insanı haberdar değil mi bu öldüresiye sıkıntıdan? Vagonlar boş, birkaçı kiremit taşıyor topraktan Kayıklar da serseri misinalar Otobüsler kimseyi almadan durup durup geçiyorlar duraktan Arabalar yürüme mesafelerini öldürüyor her gün, her öğle Her gece Bisikletleri balkonlarında unutanlar Her an yağmur yağsın diye dua ediyor Üç öğün yemek yiyip, dört öğün uyuyorlar Buna rağmen erken uyanıp, geç yatıyorlar Aynı kuru kahveciden gün aşırı -iş olsun diye- Yüzer gram kahve alıp evde -iş olsun diye- öğütüyorlar Ve bir gün bile sormuyorlar öğütülmüşünü Kimse sormuyor iş olsun diye yapılan iş, iş midir diye?
Bunlar olurken ölmüşüm o ara sokakta Balkondaki beyaz brandalar rüzgarla sökülürken Sökülüvermişim Şişip patlayan bir eteğin dikişi gibi Sıkıntı işte
Ya da ölmek yerine İki adım yol yürüyeydim de Konuşuverse miydim şu gelin çiçeğiyle. Gitmek yerine…?
Pek fazla alışkın olmamakla birlikte bloguma sinema ile ilgili yazı yazmadığımı farkettim ( Angel-A hariç ) . Eleştirmen ağzından çok uzak ve sade yazıyorum bu filmi .. zaten pek bir afilli de yazamam :) her neyse ... Böğre oturmak diye bişi vardır ya, işte bu filmi izlerken aynen böyle duygulara kapıldım . Ağlak biri olmadım olamayacağım diye düşünürken bu filmde her şey değişti .. Adam ( Joseph Gordon - levitt ) 27 yaşında .. Günün birinde doktora gider ve kanser olduğunu öğrenir . Bundan sonrası klasik kanser hastası genç temalı film gibi düşünülse de değil .. Ajitasyondan çok uzak olmakla birlikte empatiyi hasta ile değil çevresindeki eşi ve dostuyla kurmamızı başarmış bir film bence ... Hem gülüp hem ağlak olunabilen bir film .. İzleyin izletin ...
Ayrıca filmde Seth Rogan var daha nolsun gülmek için bahane ( bknz : Knocked Up )
Can sıkıntısından ne yapacağımı bilmez bir halde "dur ben bir sokağa bakayım ne var ne yok" derken gördüğüm manzara karşısında suratımda oluşan kocaman bir gülümesemeyle birlikte diyorum ki :
"Aşk bazen orda , bazen burda bazen de köşe başında karşına çıkabilir !!"
Ortalarda ben müzisyenim; şarkılar
yapıyorum, milyonlar dinliyor benim şarkılarımı, hep bir ağızdan söyleniyor diyen zırtapozlar
kendilerine müzisyenim dedikleri için kendisini aynı kefeye koymamak adına müzisyen
kelimesini kullanamadığım isim..
Birsen Tezer sen insan mısın diyorum yine ..
Hayatım boyunca emir kipleriyle konuşulmasından nefret
etmişimdir ama söz konusu Birsen Tezer şarkıları olduğu zaman buna engel
olamıyorum .
Herkes dinlemeli herkes
bilmeli diyorum ama sonrasında duruyorum "yok ya bana özel kalsın, kimse bilmesin" diyorum . Kendi içimde kendimle çelişmeme neden oluyor .
En nihayetinde 24 Aralık 2011 ( çok geçmiş zaman ) tarihinde “artık yeter
albümden dinlemem “diyip kalkıp Hayal Bistro Sahnesinde kendisini izlemeye
gittim .. İçeriye girmemle beni olduğum yere mıhlaması bir oldu . Ağzı açık
ayran budalası diye bir şey var ya işte o akşam onu yaşadım …
Bu da o akşamdan "Sus Pus"
Yeni albüm kayıtlarına girdiğini öğrendiğimden beri stres
oldum . Sanırsın ben çıkartacağım albümü .Merakla bekliyorum ..
Albümdeki şarkılardan sadece
birini biliyor olmak bile güzel ; ki o da “ Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey”.. Beş
bağımsız öykünün beş ayrı yönetmen tarafından çekilmiş filmin ; İlhan Şeşen parçasının
Birsen Tezer yorumu ..
O da şöyle ki :
Bir de şöyle bir şey var :
Unutmadan benim için Birsen Tezer demek ; elbette Bülent
Ortaçgil demek ama bir de Tunç Öndemir , Gürol Ağırbaş , Mümtaz Solmaz , Emre
Tankal , Ahmet Özbilen vardır … ,
1 Mayıs çıkış tarihli beklenen albüm ; Hayat Kaçık Bir
Uykudur …
Çıktığından beri orda burada şurda ( hatta şu yazıyı
yazarken) her yerde dinlenilip, yenilip
bitirilemeyen albüm.
Albüm bu sefer 13 şarkıdan oluyor . İki tane de REDD
dinleyicilerinin bildiği şarkı var ..
Biri Prensesin
Uykusuyum filminin soundtrack albümünden
“ Ormanda Kaybolmuş Bir Yaprak” bir diğeri de “Senden Sonra” geriye hayat mı kaldı ?
Bir de düet var ki onu pek sevemedim gitti . Düet yapılan
isim de benim en en en sevdiğim biri olmasına rağmen …
Şebnem Ferah .. “ Sevmeden Geçer
Zaman” Şarkı tabiî ki de güzel ama
düetsiz de olabilirmiş miş miş ..
Yavaş Yavaş Yavaş klip çekiminden...
İlk klip Yavaş Yavaş Yavaş’a çekildi ..
Doğa ve insanla oynayanlara , HES’lerle yapılan katliamlara …
İlk dinlemede "dur bir saniye bunu bir daha dinlemem gerek" denilen şarkılar : "Aşık Oldum Celladıma" , "Iskaladık Birbirmizi" , "Ellerini Kaldır" , "Telved Litak" ..
Hatta Telved Litak ( tersten okursanız konunun özünü daha iyi
anlayacaksınız ) sözleri :
Sustu Ağustos böcekleri
Bir bombanın sesiyle
Kimin için patlarsa patlasın
Öldürmek ölmek gibi değildir
Her şeyi tersten yazarlar
Onlara dokunan yanar
Bana da tersten bakıyor musun
Zaman aşıp gitmez cinayet bu
Hep bir bahanen var bir x) bendinde
B.O.M.B.A değil kitap bu
Şiir oku ağla işine gelince
Her şeyi tersten yazarlar
Onlara dokunan yanar
Bana da tersten bakıyor musun
Telved litak !!!
Albüm çıktı dediler , aldık ; lansman var dediler , gittik !!!
Ey mutsuzlar!
Kardeşinizi boğazlıyorlar, göz yumuyorsunuz!
Çığlığı basıyor da, siz susuyorsunuz.
Aranızda dolanıyor zorba, birini daha seçmek için,
Susarsak dokunmaz bize diyorsunuz. Ne mene yerdir burası, ne biçim insanlarsınızsiz
Haksızlık yapılan şehirde, ayaklanmalı insanlar;
Ayaklanma olmazsa, batsın o şehir;
Karanlık basmadan, yansın kül olsun!
Daha önce demomsu bir kaydını dinlediğim ve son halini merakla beklediğim şarkı pek güzel olmuş .. Bugünlerde en favori şarkım oldun “ Gözyaşlarım Dinmez”
Her sene olduğu gibi bu sene de gidildi , gezildi , aralarda isyan edildi , etrafa hönkürüldü ama en sonunda yine de iyi ki gitmişim denildi.
Nerde o eski Tepebaşı TRT Binasında yapılan fuar, nerde bu Allahın dağı Beylikdüzü denen yerde yapılan fuar.
Tepebaşı itiş kakıştı ama daha samimi bir havası vardı ve en önemlisi ne ulaşım ne de yemek sorunu yaşanırdı.
Beylikdüzü Tüyap sadece ferah .
Her şeyi sorun yemek yemek istedin .. Kuyruk!!! ben çıkayım artık eve gideyim dedin.. Kuyruk !!!
Cuma günü gidip bir arz-ı endam edeyim dedim . Bu nasıl bir kalabalıktır. Beslenme çantalı henüz okumayı öğrenememiş çocuklarla kaynıyor . Anonslar bilmem ne okulundan bilmem kim kaybolmuş öğretmeni lütfen 1.salona gelsin . Sürekli öğrencilerine bağıran öğretmenler. En komiği de ki bana göre tabi şu salondan salona geçişlerdeki dar minik göt kadar koridorlarda kenarlarda oturmuş laptoplarını çıkartmış olan tiplerdi . özenti nesil geloooor açılın a dostlar ..
Beslenme çantalı gençlere dönersek eğer yine diyorum herkesin hakkıdır kitap okumak ama nolur biraz daha seçici olalım yada ne bileyim en azından ayrı bir salonda sadece çocuklar için standlar açılsın . Çok mu zordur bilmiyorum ama fikir fikirdir duyana tabi ..
Ayrıca ben de çocuktum ama kimsenin elinin kolunun altından “abla/ abi ben de bakıyım ne alıyorsun” demedim . Bu çocuklar aşmış artık . Çarpıp pardon bile demekten aciz lise dengi öküzcükler !!!
Allahtan akıllılık edip evde yayınevleri ve de kitapların listesini çıkartmıştım acil durumlar için ki işe yaradı da .
Her yeri dolaşamadan kaçar gibi çıktım fuardan .
Sanırım 7 kitap aldım .. Kimisi hediye kimisi kendime ..
Fiyatlar da bir indirim fark edemedim . Kitapyurdu , idefix gibi sitelerde de aynı indirimden yararlanıyorum.
*** D&R ise indirim konusunda diğer sitelere 5-10-15-20 falan basar ..
Bu sene ve önümüzdeki senelerde de olduğu gibi yine gidelim yine gezelim yine isyan edelim ama okuyalım …